AK PARTİ’DEN AÇIKLAMA YAYINLANDI
AK Parti Yalova İl Başkanı Umut Güçlü gündemin en önemli maddesi olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve protesto eylemlerine dair yazılı bir açıklama yayınladı.
AK Parti Yalova İl Başkanı Umutlu Güçlü tarafından yapılan yazılı açıklama şu şekilde;
“Son günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun görevden alınmasıyla ilgili yaşanan gelişmeler ve bu süreçte ortaya çıkan provokasyonlar, kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir algı operasyonunun parçası olarak yürütülmektedir. Öncelikle vurgulamak isteriz ki, İmamoğlu’nun görevden alınma sebebi yolsuzluk ve usulsüzlüktür. Sayıştay ve ilgili denetim kurumlarının yürüttüğü soruşturmalar sonucunda, kamu kaynaklarının usulsüz kullanıldığına dair ciddi deliller ortaya konmuş ve hukuki süreç başlatılmıştır.
Ancak, bu hukuki süreci manipüle etmek isteyen bazı çevreler, özellikle CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çağrısıyla, halkı sokağa dökmeye çalışmaktadır. Hukuka saygıyı dilinden düşürmeyen CHP yönetimi, yargı sürecine güvenmek yerine sokak olaylarını körükleyerek, kamu düzenini bozmaya yönelik tehlikeli bir sürecin önünü açmaktadır. Üstelik, bu eylemler sırasında Sayın Cumhurbaşkanımıza ve ailesine yönelik aşağılıkça hakaretler edilmesi, bu sürecin gerçek niyetini gözler önüne sermektedir. Kendi diploması bile şaibeli olan bir belediye başkanının hakkını savunmak için, bileğinin hakkıyla üniversitelere yerleşmiş gençlerimizin sokağa sürüklenmesi büyük bir hata ve kaygı verici bir oyundur.
CHP Kendi İçinde de Hukuksuzlukları Kabul Ediyor
CHP’nin içine düştüğü çelişkiler sadece sokak olaylarıyla sınırlı değildir. Kendi içlerinde bile adaletsizliğe ve usulsüzlüklere karşı isyan edenler vardır. Nitekim, CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bile CHP Genel Kongresi’ni şaibeli olarak nitelendirmiştir. Parti içindeki hukuksuzluklar bununla da sınırlı kalmamış, Hatay eski Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, CHP kongresinin iptali için başvuruda bulunarak bu şaibenin yargıya taşınmasını sağlamıştır.
Benzer bir durum, Beykoz Belediyesi’nde ortaya çıkan yolsuzluk olayında da yaşanmıştır. İlginçtir ki, bu yolsuzluğu yargıya taşıyan kişi yine CHP’li belediye başkanının özel kalem müdürüdür. Kendi içinde bile hukuksuzlukları kabul eden ve bunları mahkemeye taşıyan CHP yönetiminin, İmamoğlu’nun yolsuzluk nedeniyle görevden alınmasını siyasi bir hamle olarak lanse etmesi büyük bir ikiyüzlülük örneğidir.
Yolsuzluğu yapan CHP’li, yolsuzluğu görüp, yahut çeşitlili anlaşmazlıklar sonucu şikayetçi olup konuyu yargıya taşıyan CHP’li ama yargı işini yapınca karar siyasi. CHP’nin komedileri filmlerinden biri daha vizyonda. CHP’nin konunun buraya geleceğini bildikleri için apar topar -seçimlere üç yıl varken- bir adaylık tiyatrosu oynayıp Cumhurbaşkanı adayımızı içeri aldılar söylemi ile mevzuyu başka boyuta çekme çabası boşa kürek çekmekten başka bir şey değildir. Bizim milletimiz feraset sahibidir ve bu tiyatroyu ciddiye almamaktadır.
Yerli ve milli tüm firmaları boykot çağrısına gelirsek, Filistin’de yaşanan zulme sessiz kalmayan vatandaşlarımız zaten İsrail mallarına karşı boykotunu bir yıldan fazla bir süredir devam ettirmektedir. İsrail’e olan boykot listesinin tüm yerli ve milli alternatiflerine karşı boykota çağıran CHP’nin kime hizmet ettiğini de bu süreçten anlamak mümkün olacaktır. Dilerim Allah sevdikleri ve hizmet ettikleriyle beraber bu zihniyeti de silip atar yer yüzünden.
Türkiye Hukuk Devletidir, Hiç Kimse Hukukun Üstünde Değildir
Hukukun üstünlüğünü savunduğunu iddia edenlerin, yargı sürecine saygı duymak yerine sokakları hareketlendirmeye çalışması, demokrasiye zarar veren bir anlayıştır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve hiç kimse hukukun üzerinde değildir. İmamoğlu hakkında verilen karar, yasal süreçler çerçevesinde alınmıştır ve her vatandaş gibi onun da hukuki yollarla itiraz hakkı bulunmaktadır. Ancak CHP yönetimi ve destekçileri, bu süreci sokağa taşıyarak, demokratik düzeni ve kamu güvenliğini tehdit etmektedir.
Güvenlik güçlerimiz, kamu düzenini korumak adına gerekli tüm tedbirleri almaktadır. Vatandaşlarımızın huzurunu bozmaya yönelik her türlü provokatif girişime karşı, devletimiz hukuk çerçevesinde kararlılıkla hareket edecektir. Kimse, Türkiye’yi kaosa sürükleyebileceğini düşünmemelidir.
Bu vesileyle, tüm vatandaşlarımızı sağduyuya davet ediyor, hukuki sürece saygı göstermeye çağırıyoruz. Türkiye, güçlü bir devlettir ve hiçbir provokasyon, milli birlik ve beraberliğimizi bozamayacaktır.”