HURMA SEVENLERE
Son zamanlarda erken seçim söylemleri farkındaysanız oldukça fazla. Her ne kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin erken seçim olmayacağı yönündeki açıklamaları olsa da siyasi gelişmelere yerelde ve ulusalda baktıkça tam aksi bir tablo var gibi.
Böyle düşünmemizin en önemli sebebi tabi siyasilerin tutumları ve siyasi partilerdeki hareketlilik. Tıpkı bir seçim dönemindeymiş gibi ziyaretler arttı. Pandemi süreci olsa dahi katılma oranları da oldukça yüksek. Nerde bir nikah var , nerde bir açılış var ordalar. Özellikle siyasi partiler kalabalık bir şekilde bu etkinliklere katılarak bir nevi gövde gösterisi yapıyor. Seçim dönemleri harici bu görüntülere pek alışık olmadığımız için, ne kadar iyi niyetli olsalar da bu tablo seçim günlerinin yaklaştığı yorumlarına sebep oluyor.
En başta da söylediğim gibi erken seçim ihtimali açıklamaları olsa dahi, tablo erken seçim havası estiriyor.
NAMIK ÖZ DÖNEMİ
Milliyetçi Hareket Partisi’de Ekim ayının son günlerinde 9.Olağan Kongre gerçekleşti. Geçtiğimiz temmuz ayında görevlendirilen Namık Öz, yapılan kongre ile de bir nevi güven tazeledi. Bizzat gidip takip ettiğim kongre sonrası ufak tefek tartışmalar yaşansada, birlik beraberlik vurgusuyla coşkulu bir tablo hakimdi kongreye. Milliyetçi Hareket Partisi Sakarya Milletvekili ve Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül’ün konuşması salonu dolduran partililer tarafından büyük alkış aldı. Bülbül konuşmasında Türkiye siyasetine dair, dış mihrakların oyunları ile yapılan savaşa dair öyle doğru tespitlerde bulundu ki, üzerine bir de konuşmasının etkileyici tonlaması eklenince salondan güçlü alkışlar aldı. Başkan Öz’de hazırladığı konuşması ile partililer tarafından ayakta alkışlanırken. Milliyetçi Hareket Partisi’nde işlerin yolunda olduğunun açık kanıtı görülmüş oldu. Kim ne derse desin bir çok parti siyaseten ve özellikle seçmen konusunda kayıplar yaşarken, yaşayacakları ayan beyan ortadayken MHP kanadında ciddi bir ivme ile yükseliş yaşanıyor. Bunu yayınlanan saçma sapan anketlerle değil, yaşanacak ilk seçimde hep beraber göreceğiz.
DÜN YEDİĞİNİZ HURMALAR
Kul yapısında vardır hata yapmak. Şarkıları, özlü sözleri vardır. Hatasız kul olmaz.
Peki hata nedir ?
Sözlük anlamına göre; bilmeyerek ya da istemeksizin yapılan yanlışlık, yanılma.
İşte tam da sözlükte belirtildiği gibi istemeden ve yanlışlıkla yapınca adı hata.
Peki tekrarlanınca adı ne olur?
Salaklık, aptallık, yanlışlık, ihanet ?
Hangisini kabullenmek isterseniz artık.
Bilerek ve isteyerek toplum vicdanını yaralayacak yanlışları tekrar ederse kişi O kişi içinde sözümüz hazırdır;
“Dün yediğin hurmalar, gün gelir …”
İşte tam da bu yüzden özellikle bizim mizacımızda vardır hatayı gördüğümüzde yapanı tatlı dille uyarmak. Her ne kadar uyarılan kişi, kibir ve ego ile ciddiye dahi almasa da biz bir nevi kendi vicdanımızı rahatlatmış oluruz.
Bugün Yalova’da hurma yiyenleri emin olun görüyoruz. Uyarabildiklerimizi uyarıyor, uyaramadıklarımıza haber gönderiyoruz ki, hataya devam etmesinler. Sonrasında sadece izliyoruz.
Gelişmeleri takip ediyoruz.
Şantaj bilmeyiz, tehtdit bilmeyiz.
Sadece söyler, izleriz.
Elbet bu günlerin de yarınları var.